Rudaw Araştırma Merkezi tarafından 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Erbil'de düzenlenen "Türkiye'nin Zor Barışı" konulu toplantıda, ülkedeki barış sürecine ilişkin önemli değerlendirmeler paylaşıldı. Toplantıda uzmanlar, süreçte yaşanan gelişmeleri ve kamuoyunun tutumunu analiz etti.
Süreç Hakkında Farklı Görüşler
Barış süreci konusunda toplumda farklı görüşler bulunduğu belirtildi. Bazı kesimlere göre süreç çok yavaş ilerlerken, diğer bir kesim ise gelişmeleri hızlı buluyor. Geçen bir yılda önemli adımların atıldığını savunanlar bulunurken, gelişmeleri yetersiz bulan görüşler de mevcut.
PKK'nın feshi, silah bırakma sürecinin başlaması ve TBMM'de komisyon kurulması gibi önemli dönemeçlerin geçildiği ifade edilirken, süreçte hâlâ riskler bulunduğu da vurgulandı.
Kamuoyunda Destek Artıyor, Güven Zayıf Kalıyor
Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun, toplantıda yaptığı araştırma sonuçlarını paylaştı. Girasun'un bulgularına göre:
"2024 Ekim'inden bu yana hem Kürt hem de Türk kamuoyunda sürece dair en baskın duygular merak, belirsizlik ve endişe olarak öne çıkıyor. Türk kamuoyunda başlangıçta sınırlı destek gören süreç, özellikle silah bırakma adımından sonra hem destek hem de güven artışı gösterdi."
Bahçeli'nin Rolü ve Sürecin Meşruiyeti
Girasun, bu sürecin önceki girişimlerden en önemli farkının Devlet Bahçeli'nin desteği olduğunu vurguladı. "Bahçeli'nin sürece sahip çıkması, ona ciddi bir meşruiyet kazandırıyor. Bu nedenle birçok siyasi aktör de mesafeli kalmak yerine süreci desteklemeyi tercih ediyor" değerlendirmesini yaptı.
Süreci Güçlendirecek Öneriler
Uzmanlar, kamuoyunun sürece olan ilgisini ve desteğini artıracak somut adımlar önerdi:
- Kayyum uygulamalarının kaldırılması
- Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması
- Kürt siyasetine ve muhalefete yönelik kent uzlaşı davalarının sonlandırılması
Toplantıda, 40 yılı aşkın çatışma sürecinin toplumda yorgunluk ve beklentisizlik yarattığı, ancak temkinli bir izleme halinin sürdüğü değerlendirmesi yapıldı. Sürecin başarılı olması için tüm siyasi aktörlerin sorumluluğa sahip çıkması gerektiği vurgulandı.
