Tuğyan Ülkem Gülter, Türk arabesk müziğinin tanınmış ismi Güllü'nün (Gül Tut) kızı olarak bilinen ve son dönemde annesiyle ilgili hukuki süreç nedeniyle medyanın gündemine gelen bir hemşiredir. 13 Aralık 2025 tarihinde annesi Güllü'nün ölümüyle bağlantılı olarak "kasten öldürme" suçlamasıyla tutuklanması tüm Türkiye'de yankı uyandırmıştır.

Tuğyan Ülkem Gülter'in Doğumu ve Ailesi
Tuğyan Ülkem Gülter, 1998 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. 2025 yılı itibarıyla 27 yaşındadır. Babası Gürol Gülter, 1990'lı yıllarda müzik yapımcılığı yapan bir isimdir. Anne Gül Tut (Güllü) ile babası Gürol Gülter'in evliliği 1996-2002 yılları arasında sürmüştür.
Tuğyan'ın 2000 doğumlu Tuğberk Yağız adında bir erkek kardeşi bulunmaktadır. Aile İstanbul'da yaşamış olmakla birlikte, Güllü'nün vefatından önce Yalova'nın Çınarcık ilçesinde ikamet etmekteydiler.
Eğitim Hayatı ve Mesleği
Tuğyan Ülkem Gülter, eğitim hayatını Kale Sağlık Meslek Lisesi Hemşirelik Bölümü'nde tamamlamıştır. Mezuniyetinin ardından Uzmanlar Hastanesi'nde hemşire olarak görev almaya başlamıştır. Mesleki faaliyetlerini özel hayatının bir parçası olarak tutmayı tercih eden Gülter, sosyal medya paylaşımlarıyla nadiren mesleki hayatına dair bilgiler paylaşmıştır.
Kamuoyuna yansıyan bazı iddialara göre Gülter'in çalıştığı hastanede bazı tartışmalı durumlar yaşandığı ileri sürülmüştür. Ancak bu iddialar resmi olarak teyit edilmemiştir.
Özel Hayatı ve İlişkileri
Kervan Eminoğlu ile İlişkisi
Tuğyan Ülkem Gülter'in nişanlısı olarak kamuoyuna yansıyan Kervan Eminoğlu, Erbilli bir iş insanıdır. Eminoğlu, Yalova Star AVM'de bir kafe açmış ve bu açılışa hem Güllü hem de Tuğyan Ülkem Gülter katılmıştır. Sosyal medya hesaplarında ikili el ele poz veren fotoğraflarıyla dikkat çekmişlerdir.


Ancak ilişki sürecinde bazı çalkantılar yaşandığı bilinmektedir. Kervan Eminoğlu, Beyaz TV'de katıldığı bir programda Tuğyan Ülkem Gülter için tartışmalı ifadeler kullanmış ve Gülter ile arkadaşı Sultan Nur Ulu arasındaki ilişki hakkında iddialar öne sürmüştür.
Çocuk Sahibi Olma Durumu
Tuğyan Gülter'in çocuğu olup olmadığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı kaynaklarda çocuk sahibi olduğu iddia edilirken, resmi bir doğrulama yapılmamıştır.
Annesi Güllü ile İlişkisi
Anne-kız ilişkisi hakkında birbiriyle çelişen bilgiler bulunmaktadır. Soruşturma dosyasına giren WhatsApp kayıtlarında, Güllü ile Tuğyan'ın normal günlük konuşmalar yaptığı, randevu ve kredi kartı gibi konuları görüştükleri görülmektedir. Mesajlarda Tuğyan'ın "anneciğim" ifadesini kullandığı tespit edilmiştir.
Öte yandan, Haziran 2025 dönemine ait bazı mesajlarda Tuğyan'ın annesine yönelik olumsuz ifadeler kullandığı iddia edilmiştir. Tuğyan bu mesajları savunmasında, "İnsan sinirlendiğinde bu sözleri söyleyebilir. Akşam kavga edip sabah aynı sofraya oturuyoruz biz" şeklinde açıklamıştır.
Güllü'nün Ölümü ve Yasal Süreç
Olayın Gelişimi
26 Eylül 2024 tarihinde şarkıcı Güllü (Gül Tut), Yalova'nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi'ndeki 6 katlı binanın teras katındaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetmiştir. Olay anında evde Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu bulunmaktaydı.
Soruşturma Süreci
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada, olayın sıradan bir düşme olmadığına dair deliller ortaya çıkmıştır. TÜBİTAK'ın ses kayıtlarında yaptığı incelemede, Tuğyan Ülkem Gülter'in "Seni atacağım şimdi" dediği ve ardından "Hadi görüşürüz bay bay" ifadesinin yer aldığı iddia edilmiştir.
Ankara'dan gelen fizik mühendisleri, kriminal uzmanlar ve 3 boyutlu modelleme ekiplerinden oluşan bilirkişi heyeti, Güllü'nün ölümünün "normal bir düşme" ile açıklanamayacağını, "itme veya fiziksel baskı ile düşürülme" ihtimalinin kuvvetli olduğunu raporlamıştır.
Gözaltı ve Tutuklama
9 Aralık 2025 tarihinde Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşı Sultan Nur Ulu, İstanbul Büyükçekmece'de valizlerle yurt dışına kaçmaya çalışırken gözaltına alınmıştır. Gülter ile Ulu'nun Gürcistan veya Fransa'ya kaçmak için hazırlık yaptıkları ve havaalanında yakalanmamak için deniz yolu ya da TIR dorsesinde ülkeden ayrılma planı yaptıkları belirtilmiştir.
Emniyetteki sorguda Sultan Nur Ulu, etkin pişmanlıktan yararlanarak "Tuğyan annesini pencereden itti. Neden öldürdüğünü bilmiyorum. Bugüne kadar konuşmadım. Çünkü beni tehdit etti. Çok korkuyordum" şeklinde ifade vermiştir.
13 Aralık 2025 tarihinde Tuğyan Ülkem Gülter, "kasten öldürme" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Sultan Nur Ulu ise adli kontrol şartıyla ve ev hapsi tedbiriyle serbest bırakılmıştır.
Savunması
Tuğyan Ülkem Gülter savcılıktaki ifadesinde suçlamaları reddetmiş ve şunları söylemiştir: "Annemi ben kesinlikle öldürmedim. Ben masumum. Eğer annemi itmiş olsaydım ses kayıtlarındaki 'görüşürüz' ifadesi yerine annemin bağırma ya da yardım isteme sesi gerekirdi. Kaldı ki 'görüşürüz' kelimesini ben söylemedim."
Adliye girişinde gazetecilerin sorularına ise "Ben suçsuzum. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak" yanıtını vermiştir.
Avukatların Davadan Çekilmesi
Güllü'nün vasiyeti gereği çocuklarına sahip çıkmak adına dosyada vekillik görevine başlayan avukatlar Rahmi Çelik, Mert Erdoğan, Aycan Sevsay ve ekibi, süreç içerisinde dosyadan çekilme kararı almıştır. Avukatlar, "En başında dedik ki dosyada en ufak bir şüphe hissedersek Güllü Hanım'ın bizdeki kıymetli mirasına saygısızlık olmaması adına dosyadan çekileceğimizi söylemiştik. Bizim nezdimizde yeterli şüphe oluşmuştur" açıklamasında bulunmuşlardır.
Kamuoyu Tepkileri
Tuğyan Ülkem Gülter'in adliyeye sevk edilmesi sırasında hem hastane hem de adliye önünde toplanan kalabalık, aleyhine slogan atarak tepki göstermiştir. Sevilen bir sanatçının kızının böyle bir olayla anılması toplumda büyük üzüntü yaratmıştır.
Soruşturmanın Gizliliği
Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz, soruşturma hakkında "Dosyada gizlilik kararı var. İğneyle kuyu kazar gibi ayrıntılı, dikkatli ve gizli bir soruşturma yürüttük. Somut delilleri yakalayabilmek için titiz çalıştık. Hataya asla yer vermememiz gerekirdi. Ayrıntılı bir çalışmanın eseri" açıklamasında bulunmuştur.
Sonuç
Tuğyan Ülkem Gülter davası, Türk kamuoyunda büyük yankı uyandıran ve halen devam eden bir hukuki süreçtir. Soruşturma devam etmekte olup, mahkeme sürecinde olayın tüm ayrıntıları netleşecektir. Bu biyografi, mevcut bilgiler ışığında hazırlanmış olup, yasal süreç tamamlanana kadar masumiyet karinesi geçerlidir.