Küçükçekmece'de halı saha maçına giderken serseri kurşunla öldürülen Muhammet Mutluay davasında 4 sanığa 68 yıla kadar hapis cezası istendi. Acılı ailenin adalet çığlığı.
Halı saha maçına giderken serseri kurşunla hayatını kaybeden 19 yaşındaki Muhammet Mutluay cinayeti davasında iddianame kabul edildi. İstanbul Küçükçekmece'de 30 Ekim 2024 tarihinde meydana gelen olayda, arkadaşlarıyla halı sahaya giden genç, iki grup arasında çıkan silahlı çatışmada serseri kurşunun hedefi oldu. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede 4 sanığa 'olası kastla ölüme neden olma' ve 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçlarından 20 yıldan 68 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
SERSERİ KURŞUN OLAYI NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Serseri kurşun olayı, 30 Ekim 2024 tarihinde saat 23.30 sıralarında Küçükçekmece Bağlar Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, çalıntı araç içerisinde bulunan maskeli 3 kişi, tabancalarıyla bir araca rastgele ateş açarak etrafı kurşun yağmuruna tuttu.
O sırada Ataköy'deki ofisinden çıkarak arkadaşlarıyla halı saha maçına giden Muhammet Mutluay'ın içinde bulunduğu araç da saldırganların hedefi oldu. Aracın arka stop lambasından giren kurşun, sacı delerek ön koltukta oturan 19 yaşındaki Muhammet Mutluay'ın başına isabet etti. Genç fotoğrafçı, olay yerinden hastaneye götürülse de kurtarılamadı.
4 SANIĞA AĞIR CEZA TALEBİ
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, öldürülen Muhammet Mutluay 'maktul' olarak yer alırken, anne-baba Tanju ve Derya Mutluay ile olay sırasında kurşunlanan araçtaki 5 kişi 'müşteki' sıfatıyla kayda geçti.
İddianamede, etrafa ateş ettiği iddia edilen Çekdar Ilık ve Yiğit Erdem Yağmur ile birlikte toplam 4 şahıs 'şüpheli' olarak gösterildi. Sanıkların 'olası kastla ölüme neden olma' ile 'kasten öldürmeye teşebbüs' gibi çeşitli suçlardan 20 yıldan 68 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. İddianame mahkemece kabul edilerek dava süreci başladı.
ACILı AİLENİN ADALET ÇAĞRISI
Oğlunun mezarı başında konuşan acılı baba Tanju Mutluay, yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirdi: "Konuşacak çok şey var, içim içime sığmıyor. Her geçen gün çocuğumuzu özlüyoruz. Huzurumuz kalmadı, hiçbir şeye hevesim kalmadı, bana bunun hesabını versinler."
Baba Mutluay ayrıca şunları söyledi: "Ben 19 yaşına kadar büyütmüşüm çocuğumu. Gece gündüz çalışmışım, yıllarımı vermişim. Tam meyvesini alacakken, evime gelin arabası gelecekken cenaze arabası geldi. İçişleri Bakanımıza, Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Suçlular en kısa zamanda yakalansın, en ağır cezayı alsınlar."
ANNE: "ÇOCUĞUMUN HAYALLERİNİ GÖMDÜLER"
Anne Derya Mutluay ise gözyaşları içinde şu ifadeleri kullandı: "Çocuğumu canlı gönderdim, cansız bedeni ile karşılaştım. Bir anne olarak bunları anlatmak imkansız. Çocuğumun hayallerini gömdüler. Ben kıyamazken, tanımadığımız insanlar kıydı. Devletimden suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum."
Olayın görgü tanığı ve Mutluay'ın çalışma arkadaşı Hüseyin Yiğit, o anları şöyle anlattı: "Üç el silah sesi duydum. Arka stop lambasından girerek, sacı delerek benim yanımdan sıyırarak, öndeki Muhammet arkadaşımıza denk geldi. İlk başta olayı anlamadık. Muhammet'ten ses gelmeyince arabayı durdurduk ve başından vurulduğunu fark ettik. Doktorlar kurşunun beyninin içinde kaldığını söyledi."
